Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır.
Savaşan kaybedebilir, savaşmayansa çoktan kaybetmiştir.
Önce ekmek, sonra ahlak.
Savaş da aşk gibi mutlaka bir yolunu buluyor.
Bir banka kurmanın yanında, bir banka soymak nedir ki?
İnsan, ancak onu düşünen hiç kimse kalmadığı zaman gerçekten ölür.
İnsana yararlı buluşlar bastırılır. Ona zarar verenler ise desteklenir.
Yazarlar, hükümetlerin savaş yaptıkları kadar hızlı yazamazlar, çünkü yazmak düşünmeyi gerektirir.
Gerçeği bilmeyen sadece aptaldır. Fakat gerçeği bilen ve ona yalan diyen, suçludur, canidir.
Haksızlık her yerde ve her zaman olduğu için, haklılığın karakter özelliklerini taşımaya başlar.
Mizahın olmadığı bir ülkede yaşamak kötüdür. Fakat çok daha kötü olan, mizahsız yaşayamayacağın bir ülkede yaşamaktır.
Hatalar kötü değil. Onları düzeltmemek bile kötü değil. Kötü olan, onları gizlemektir.
A diyen B demek zorunda değildir. A'nın yanlış olduğunu da belirtebilir.
İnsanın kaderi insandır.
Her öğretmen, zamanı geldiğinde öğretmeyi bırakmasını öğrenmelidir. Bu zor bir sanattır.
Hiçbir ilerleme mantığa geri dönüş kadar zor değildir.
Doğaya hayranlığımız, şehirlerin yaşanmazlığından ileri gelmektedir.
İnsanlara kırmızı bir kuyruklu yıldız göster, onları belirsiz bir
kaygı ile korkut ve göreceksin ki, insanlar evlerinden koşarak
çıkarken
bacaklarını kıracaklardır. Fakat onlara mantıklı bir cümle
söyleyip bunu
yedi sebep ile kanıtlarsan, sana sadece güleceklerdir.
Her insan kendi adasında yaşar.
Hiçbir şey bilmeyen cahildir, ama bilip de susan ahlaksızdır.
Yazıklar olsun kurtarıcı bekleyenlere!
Özgürlük neye yarar, yaşarsa bir arada özgürlerle tutsaklar.
Barış, insandan yana olan tüm çabaların, tüm üretimin, yaşama sanatını da içermek üzere tüm
sanatların temelidir.
Duvara tebeşirle, "Savaş İstiyoruz" diye yazmışlar. Bunu yazan, vuruldu çoktan.
Yorumlar
Yorum Gönder