Carl Gustav Jung Sözleri

Artık elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsün.
 
Bilimsel ruh incelemesinin , geleceğin bilimi olduğuna inanıyorum. Psikoloji doğa bilimlerinin en genci ve henüz emekleme evresinde bugün. Bizim için en önemli bilim dalı bu; gerçekten de insanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp; yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmaktadır. Nedeni ortada: Ruhsal yaraları saracak, etkili bir çare yok henüz, oysa bu yaralar doğanın en acımasız, en büyük yıkımlarından daha da yok edicidir! İnsanı olduğu gibi halkları da korkutan en büyük tehlike psişik tehlikedir. Beliren genel güçsüzlüğün nedenleri, bilinçaltını hiç dikkate almaksızın tek bilinçle ama yalnızca bilinçle ilgilenilmiş olmasıdır.
 
Başkalarıyla ilgili rahatsız olduğumuz her şey kendimizi tanımamızı sağlar.
 
Bilinçaltı ürkütücü bir canavar değildir. Doğal bir organizmadır. Ancak bilinçli davranışımız işe yaramaz duruma girdiğinde tehlikeli olabilir. Kendimizi baskı altına aldıkça bilinçaltının tehlikelerine kendimizi maruz bırakmış oluruz.
 
Bilinçdışı bizi bizden daha iyi bilir.
 
Bilinmeyen bir şeyi hissetmek ve bir gize sahip olmak önemlidir. Böyle bir şeyi yaşamamış bir insan, önemli bir şeyi yaşamamış olur.
 
Çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum.
 
Diğerinin sevmediğimiz özellikleri, kendi kendimizi bulmaya yardım edebilir.
 
Din, dinsel bir deneyimlemeye karşı bir savunmadır.
 
Doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. Anlamlı oluşunun mu yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek insanın yapısına bağlı.
 
Duygusuz karanlığı aydınlatamayız ve bitkinliği harekete çeviremeyiz.
 
Düşünmek zor bir sanattır onun için çoğunluk tek karar verir.
 
Eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, 'ortalama insan' hakkındaki tüm bilimsel bilgileri bir yana atıp tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve önyargısız bir tavır benimsemek zorundayım.
 
Görünüşünüz yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakanlar düş kurar, içe bakanlar uyanış yaşar.
 
Günümüzde bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında.
İçedönüklük Doğu'nun "stili"dir, tıpkı dışadönüklüğün Batı'nın "stili" olduğu gibi... Ne var ki, içedönüklük Batı'da anormal, hastalıklı ya da mutlaka "düzeltilmesi" gereken bir şey olarak görülür. 
Doğu'da ise dışadönüklük arzu yanılsaması ve açgözlülük ifadesi olarak aşağılanır.
 
Kuramları iyi öğren, ancak yaşayan ruhun mucizesine dokunduğunda onları bir yana bırak.
 
Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır.
 
Olduğumuzdan daha iyi ve yüce insanlar olarak yaşamaya çalışmak bizi aşırı derecede ikiyüzlülüğe ve sahtekarlığa götürür. Ayrıca üzerimize öylesine bir gerilim yükler ki, çok daha kötü durumlara düşer ve çöküntüye uğrarız. Yüksek erdem sahibi insanların titizliği ve bağışlamazlığı iyi bilinir. Günlük gazetelerde sergilendiği
 gibi çok saygıdeğer bir vatandaşın cinsel yaşantısı bazen şaşırtıcı olmaktadır; cinayet olayları hiç umulmadık çevrelerde ortaya çıkmaktadır.
 
Ruhun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü bir doğası vardır.
 
Tanrı, Adem ile Havva'yı, düşünmek istemediklerini düşünmek zorunda bırakacak biçimde yaratmıştır.
 
Tüm akıl hastalıklarının temelinde meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar.
 
Tümüyle emin olduğum hiçbir şey yok. Tümüyle inandığım bir şey de gerçekten yok. Tek bildiğim; doğduğum ve var olduğum.
 
Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.
 
Yaşamım, bilinç dışının kendini gerçekleştirdiği öykülerden biridir.
 
Yaşamımızın büyük bir bölümünü bilinçdışında geçiririz.

Yorumlar