Bülent Ecevit Sözleri

Vahdettin hain değildi.  

Bizim iki gücümüz var: Hak ve Halk
 
Eşitlik her zaman adil değildir.
 
Aslında sorun, CHP'yi eski yörüngesine veya yeni yörüngesine oturtma sorunun da ötesindedir. Hatta sorun 'ya ben, ya Bülent' sorununun da ötesindedir. Tekrar söylüyorum, asıl öncelikle ölçülmesi gereken şudur: CHP'de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecektir? Buna karar vereceğiz.Daha açık söylüyorum, vereceğiniz karar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, kapıkulları mı olacağız? Karar sizindir.
 

Onlar ortak, biz pazar olacağız.
 
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye`de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak, burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası, devlete meydan okunacak yer değildir! Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!
 
Koğuş sistemi, cezaevlerinin terör eğitim merkezi haline gelmesini kolaylaştırmış oldu.
 
Ben sadece görevimi yaptım.Görevimizi yaptığımız için övünemeyiz
 
Dinci akımların çaresi laiklik ve demokrasidir. Türkiye de buna öncülük eden bir devlettir.
 
Değerli basın mensupları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma harekâtı başlamış bulunuyor. Allah milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışma olmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Adaya gidiyoruz. Bu karara ancak tüm politik ve diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak verdik. Bütün dost ülkelere, bu arada son zamanlarda yakın istişarede bulunduğumuz dost ve müttefiklerimiz Birleşik Amerika’ya ve İngiltere’ye, meselelerin müdahalesiz ve diplomatik yollardan halledilebilmesi için gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse elbette sorumlusu bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir. Tekrar bu hareketin insanlığa milletimize ve tüm Kıbrıslılara hayrılı olmasını dilerim.”
 

Toprak işleyenin, su kullananın.
 
Laiklik ilkesi cumhuriyetin aşil topuğudur.
 
Yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getireceğiz.
 
Demokrasilerde sadece ordu ve yargı mensupları tribünlerde oturur. Geri kalan tüm toplum kesimleri sahada olur. Ancak bir süre sonra tribündekiler oyundan sıkılır ve kendi takımlarına dahi tepki göstermeye başlayabilirler. Eğer sahada olması gerekenler, örneğin işçiler, tribünde oturmaya devam eder ve sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, 'Oyun bitti, herkes evine' der.
 

Bugünkü yönetimi içime sindiremiyorum.
 

Vurun, beni de vurun kalleşler.
 

Kumar borcu olmayan 11 milletvekili arıyorum.
 

Ekonomide ve devlet yapısında bir enkaz devraldık. Çetin bir dönem geçireceğiz. 
Barışı getirmeye kararlıyız.
 

Hükümet derhal çekilmelidir. Laik demokratik cumhuriyete karşı Ankara'da göz göre göre işlenen korkunç cinayetten başbakan da sorumludur ve başında bulunduğu hükümet de sorumludur. Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz.
 

Biz Demireller'den, Türkeşler'den milliyetçilik dersi almayız. Sevgili kardeşlerim! Biz milliyetçiliği sokak duvarlarına değil, Kıbrıs'ın topraklarına, Ege'nin deniz yataklarına yazmışız. Biz milliyetçiliği Batı Anadolu'nun haşhaş tarlasına yazmışız.

Yorumlar