Bülent Arınç Sözleri

Zavallı, iffeti yozlaşmış, edepten yoksun
 
Erkek zampara olmayacak. Eşine bağlı olacak. Çocuklarını sevecek. Kadın ise o da iffetli olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacaksın. Şimdi bunu birileri söylediği zaman 'ya bu adam hangi dilden konuşuyor' diyebilirler. Bu kadar değerlerimize yabancılaştık bugün.
 
Bir İçişleri Bakanı'nın, oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi kadar acıklı bir olay düşünülebilir mi?
 
Yedi kere yedi elde var Ayten
 
Ben normal bir bakan değilim benim özgül ağırlığım var. Partinin geçmişini, bugünün, yarınını temsil eden biriyim. Kırmızı plaka meraklısı koltuğa oturunca "bitti!" diyen biri değilim. Yıpratılmamam gerek.
Lenin'i ölü olarak görmek çok güzel.
 
Laikliğin net bir tanımının yapılması gerekmektedir.
"Karşımıza sürekli takiyye sözcüğü, samimiyetsizlik çıkmaktadır. İnsanlar gerçek amaçlarını saklamak ihtiyacını duymaktadırlar. Çünkü Anayasa'nın kalıpları içerisinde parti kurmaya, Siyasi Partiler Kanunu'nun kalıpları içerisinde faaliyet göstermeye mecbursun. İfade özgürlüğüne sahip değilseniz, kapatılmamak için, iktidara giderken bir takoza takılıp düşmemek için yalan söylemeye, samimiyetsiz davranmaya, takiyye yapmaya mecbursunuz. Halbuki bıraksanız insanlar terör ve şiddeti teşvik etmedikleri ve kullanmadıkları sürece partilerini kurabilseydiler, biz bugünkü sıkıntılardan belki yıllar önce kurtulmuş olacaktık.
 
Kevin Costner ile ilgili olarak söylüyorsunuz. Bir beyanda bulunulmuş. Yerli veya yersiz bir beyan, bunu alay konusu haline getirmek çok doğru değil. Bugün Kevin Costner'i bu sözünden dolayı eleştirenler, kendisi Türkiye'ye geldiğinde, başındaki şapkada, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazısı yazdığında susmuşlardı. Halbuki o zaman konuşmaları lazımdı. Mesela ben olsam şöyle konuşurdum, 'Bu iş bu kadar istismar edilmez arkadaş, biz bu kadar elma şekeriyle aldanan bir toplum değiliz, sen Türk değilsin, bunu söylemek için de bir gerekçen yok. Sen sadece bir reklam filminden şu kadar para almış bir insansın. Bizi bunlarla aldatmak, bizim hoşumuza gideceğini zannederek bu tür kılıklara girmek doğru değildi' diye. Bugün televizyonlarda ağızlarını aça aça onu eleştirenlerin bu konuda suskun olduklarını söylemek, 
aradaki farkı göstermek için yeterli. 
 

Anayasa Mahkemesi nasıl böyle bir karar verebilir ki yasama yetkisini Türk milletinden alan Meclisimizi yok sayabilir? Yargı bir karar veriyor, yasamayı hiçe sayıyor. Kala kala bir yürütme kalıyor. Yürütmenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar, yürütmeyi de tasarruf altına alıyor. Danıştay’ın kurumsal muhalefeti de ortada. Yürütme de elden gitti. O zaman üç erkten sadece yasama kaldı. Böyle bir rejime, böyle bir sisteme cumhuriyet denilebilir mi?
Ölüm en büyük gerçek. Bunu siyasiler de görmeli başsavcı da görmeli, hepimiz faniyiz.
 
Halkımız dindar, geleneklere bağlı, Batı değerleriyle yaşıyor. Türkiye rejim ihraç etme sevdasında değil.
 
Medeniyetler arası çatışmadan bahsedenler, tehlikeli gidişi desteklemektedir.
 
Cumhurbaşkanı adayı üçümüzden biri olmalı! Yoksa, kim aday olursa olsun, ben de adaylığımı açıklar, oyları bölerim!

Yorumlar