Bir maske taktığını fark ettiğin anda, o maske düşmeye başlamıştır zaten.
Her şeye bireysellik getir. Taklit etmek, hayatı ıskalamaktır.
Taklitçi olmak nevrotik olmaktır. Bu dünyada aklı başında olmanın tek
yolu, bireysel, özgün olmaktır. Kendine özgü ol.
Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak
gerekir. Toplum ancak o zaman yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar
etmiş kimselere saygı duyar."
Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.
Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.
Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.
Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez.
Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Zihnin varolmadığı
anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol.
Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler
sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her
bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey
yoktur, sadece düşünce vardır.
Bugün, mevcut olan her şeydir; şimdi senin var olduğun, her zaman
var olacağın yegâne zamandır. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da
asla olmayacaktır.
Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır.
Basit olan ego için cazip değildir, basit olan egonun ölümü demektir.
Unutma, kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir. Çok işine yarar.
Ama bir sahip olarak tehlikelidir ve bütün hayatını zehirler.
Gerçek disipline sahip bir adam asla biriktirmez; her an öğrendiği
şeyin öldüğünü hisseder ve tekrar cahil olur. Bu cahillik ışık saçar.
Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.
Zeki bir insan risk alır. O alttan alacağına ölmeye razıdır. Elbette
gereksiz şeyler için kavga etmeyecektir, o öze ilişkin olmayan şeyler
için kavga etmeyecektir ancak esas şeyler söz konusu olduğunda boyun
eğmeyecektir.
Ego toplumun yaratmış olduğu ve senin bu sayede oyuncakla oynamaya
devam edebildiğin ve asla gerçek şeyi sormadığın bir kandırmacadır.
Sakın unutma, ne zaman karşına bir seçenek çıksa, bilinmeyeni,
riskli olan, tehlikeli ve güvencesiz olanı seç. Hiçbir zaman zarara
uğramazsın.
Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu
anladığını iddia ederse o sadece cahildir. O ne dediğini bilmiyordur, o
ne saçmaladığını bilmiyordur. Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey
şudur: Hayat anlaşılamaz.
Kendi deneyimine dayalı olmayan her şeyi sadece bir varsayım olarak kabul et.
İnsanın yeryüzündeki en zayıf hayvan olduğu kabul edilmek
zorundadır. Ve onun bütün davranışlarının, bütün aidiyetlerinin,
gruplaşmalarının temeli budur. O kendisinden daha büyük bir şeyin
parçası olmak zorundadır; ancak o zaman kendisini güvende hisseder.
Hiçbir şeyi ayıplama. Aksine, onu kullan. Herhangi bir şeye karşı
olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını
ara.
Dünya bir gök kuşağı, zihin bir prizma ve varlık ise beyaz bir ışındır.
İnsan anlamaya çalışacağına baskı kurar, ilişki kuracağına manipüle
eder çünkü birisiyle ilişki kurmak büyük bir anlayış gerektirir.
Ve sana söylüyorum; gidecek hiçbir yol yok. Her şey bu anda. Bütün
varoluş, bu anda toplanmıştır. Bu anın içine sığar. Bütün varoluş,
yaşadığın anda akmaktadır. Hepsi bu.
Yaratıcılık varoluştaki en büyük isyandır. Eğer yaratmak istiyorsan,
bütün şartlanmalardan kurtulmak zorundasın. Aksi halde yaratıcılığın
kopya çekmekten başka bir işe yaramaz.
Geçmiş insanda bir bölünme yarattı. Her insanın içinde sürekli devam
eden bir sivil savaş vardır. Eğer huzurlu hissetmiyorsan, bunun sebebi
kişisel değildir. Hastalık toplumsaldır.
Toplumun stratejisi sizi birbirine düşman iki kampa bölmektir.
İçinde hem Yunanların Zorbası, hem Buda’nın Gautama’sı yaşar. Biri
maddiyatçıdır, diğeri tinselliğe önem verir.
Gerçeklikte bölünmüş değilsin. Gerçeklikte sen ahenk içerisindeki
bir bütünsün. Ama bir bütün olmadığını düşünmeye şartlandırılmışsındır.
Ve eğer tinsel bir varlık olmak istersen, bedeninle savaşman gerektiği
öğretilmiştir. Bedenini fethetmek, onu yenmek, yok etmek... Mümkün olan
her yöntemle ona işkence etmen gerekir.
Ben senin hem Zorba hem de Gautama olmanı isterim, ama aynı anda.
Birinden birini seçmen gerekmez. Zorba dünyayı temsil eder; tüm
çiçekleri, yeşillikleri, dağları, ırmakları ve okyanuslarıyla… Buda ise
gökyüzünü temsil eder; tüm yıldızları, bulutları ve gökkuşaklarıyla…
Dünya olmadığında gökyüzünün bir anlamı olmaz. Gökyüzü dünya olmadan
gülemez. Gökyüzü olmadığında dünya ölü olur. İkisini bir araya getirin,
orada varlığın dansı başlar. Dünya ve gökyüzü birlikte dans eder, ve
orada bir kahkaha oluşur. Neşe vardır, kutlama vardır.
İnsanlar bir şeyi anlamadıkları anda onu yanlış anlamaya başlarlar. Yanlış anlamaları cehaletlerini gizleme yöntemleridir.
İnsanlar bir şeyi anlamadıkları anda onu yanlış anlamaya başlarlar. Yanlış anlamaları cehaletlerini gizleme yöntemleridir.
Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur;gökyüzü bu siyah bulutlar
yüzünden değişmez.Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz
bulutlar yüzünden de değişmez.Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki
kalır.Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır.Eğer düşüncelerini
titizlikle izlersen,eğer onları kaçırmazsan,eğer onlara doğrudan
bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir
anlayıştır.Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır.Artık sen uykuda
değilsin,artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin,artık sonsuza dek
baki kalacağını biliyorsun.tüm kaygı yok olur.
Zihninizin altında ezilirseniz deli, onu aşabilirseniz mistik olursunuz.
İnsanlar tekrar tekrar mutsuzluklarını anlatıp duruyorlar.Hatta
abartıyorlar
bile,süslüyorlar,büyütüyorlar.Olduğundan daha kötüymüş gibi
gösteriyorlar.Neden? Riske atacak hiçbir şeyin yok.Ama insanlar
bilinene tanıdık olana yapışıp kalıyorlar.Tek bildikleri mutsuzluk bu
onların hayatı.Kaybedecek bir şey yok ama kaybetmekten de çok
korkuyorlar.
Aşk öyle derin bir ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız;ya kendisi ya
da yedeğini ararsınız.Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine
aşık olduğunuz hissine kapılabilirsin.Sahtesi bile keyiflidir.Eninde
sonunda sahte olduğunun farkına varırsın;o zaman sahte aşkı gerçeğine
dönüştüremezsin o zaman sevgili değiştirirsin.İki olasılık var;bu aşkın
sahte olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin,sahte aşkı bırakıp
gerçek bir aşığa dönüşebilirsin.Diğer olasılık ise sevgilini
değiştirmektir.Aklın seçtiği yol budur.
Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil.
Sana diyorum ki hayat bir hapishane değil, o bir ceza değil. O bir
ödül ve o sadece onu hak edenlere, onu kazananlara verilir. Artık keyif
almak senin hakkın; şayet zevk almazsan bir günah işlemiş olacaksın. Onu
güzelleştirmezsen, onu bulduğun gibi bırakırsan varoluşa karşı gelmiş
olacaksın. Hayır, onu biraz daha mutlu, daha bir hoş kokulu halde
bırak...
Yorumlar
Yorum Gönder