Bernard Lewis Sözleri

Atatürk’ün İslam’a değil de, anavatana, ülkeye ve coğrafi sınırlara bağlılık üzerinden oluşturduğu yeni kimlik İslam’a yabancı.

Geçmiş her daim önem arz eder. Günümüz geçmişin ürünüdür.

İslamcı kimliğiyle belirlenmiş bir Afganistan doğal olarak Pakistan'ın müttefiki, hatta bir uydusu olacaktır. Etnik milliyetçilik esasına göre belirlenmiş bir Afganistan ise, tam tersine, Pakistan'ın kuzey-batısındaki Peştunca konuşan bölgelerde ayrılıkçı güçlere destek veren ve hatta belki de Hindistan'la ittifak yapan bir komşu olabilirdi.

Ortadoğu'nun önemi de eskiye oranla hızla azalıyor. Bir zaman sonra da önemini tamamıyla yitirecek. Neden böyle düşündüğümü açıklayayım. Arap dünyasının fosil yakıtlar haricinde herhangi bir ürünü yok. Petrol ve doğalgaz haricinde Arap dünyasından ihraç edilen ürünlerin toplamı 5.5 milyonluk nüfusa sahip Finlandiya’nınkileri geçmiyor. Er ya da geç petrol ve doğalgaz bitecek ya da yerini başka yakıtlara bırakacak. Bunun sonucunda Ortadoğu'nun önemi de kaybolacak.

Türkiye'de gidiş, artan biçimde yeniden İslamlaşmaya doğru. Hükümetin böyle bir niyeti var ve çok ustaca Türk toplumunun çeşitli kısımlarını ardarda devralıyor. Ekonomi, iş dünyası, akademik topluluk, medya. Ve şimdi, geçmişte cumhuriyet rejiminin kalesi olan yargıyı ele geçiriyorlar.

Türkiye on yıl sonra İran ile yer değiştirebilir.

Köprülü ve Barkan zamanın büyük âlimiydiler, Halil İnalcık tüm zamanların büyük âlimi

Hristiyanlığın doğuşu ile İslamiyetin doğuşu arasındaki dönemde, yönetim sistemi bölgenin doğu yarısında Pers, batısında Helenistikti.

Modern diktatörlerin en küçükleri bile, Arap halifelerinin, Pers şahlarının ve Türk sultanlarının en büyüğünden daha güçlü bir denetime sahiptir.

Geleneksel din dünyasında yalnızca kadınlar aşağı durumdan kurtulamaz.

Ortaçağ İslamiyeti, popüler görüşün tersine, kırsal ya da çöl uygarlığı değil, şehir uygarlığıydı.

Rivayete göre, Churchill Ortadoğu'yu olduğu gibi Türklere geri vermenin daha iyi olacağını söylemiştir; herhalde bu hediye T.C. tarafından asla kabul edilmezdi.

Arap devletleri, 1-2 istisna hariç, yapay nitelikli olmalarına karşın bağımsız devletlerini ve toprak bütünlüklerini korumak konusunda hayret verici ölçüde ısrarlı olmuşlardır.

Avrupa, hatta Batı dünyası tarihinde, ülkeler arasında birlik olmamasının maddi ve entellektüel ilerlemeye mutlaka engel olmadığı hatta bazı durumlarda ilerlemeye katkı bile sağladığı görülmüştür.

Yorumlar