Istırap çeken bir insanın ıstırabına katılıyorsanız, o ıstırap çeken
insan kadar siz de o ıstıraba neden olan deneyimleri geçirmişçesine,
kısa yollardan deneyim sahibi olursunuz. Hatta, yine tebliğlerden
anladığımıza göre, yalnız çevremizde yaşayanların değil, tarihte büyük
idealler uğrunda, büyük fedakarlıklar göstermiş ve bu yüzden de büyük
ıstıraplardan geçmiş insanların yaşamlarını incelerken, onların bu
ıstıraplarına katılmak ve onların büyük gayeleri uğrunda güçlükleri
nasıl yenmiş olduklarını takdir etmek de, bu hususta gösterilen samimi
duyguların derinliği oranında, insanı yükseltir ve deneyim sahibi kılar.
Asıl ruh kudreti, başkalarının acıları karşısında etkilenip
üzülmemek, başkalarının aleyhinde seyreden olaylara karşı koyma
zahmetinden kurtulmak için kılını kıpırdatmamak değil, başkalarının
kurtuluşu uğruna kendi aleyhinde seyreden olaylar karşısında zerre kadar
kıpırdamamak ve onlara zevkle göğüs germek, dayanabilmektir.
Başkasına acımayan insan, her şeyden önce, kendisine acınacak
biçaredir. Acımayan insan, sevemez. Acımayan insan, fedakar olamaz.
Acımayan insan, yararlı olamaz. Acımayan insan, duygulanamaz, içlenemez.
Duygulanamayan, içlenemeyen insan, güzelliği bilmez, sanattan anlamaz.
Yorumlar
Yorum Gönder