En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiye kadar “iki kere iki dört eder”den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım.
Ben bir ateistim ve eğer bir gün tanrıya inandığımı söylediğimi duyarsanız ciddiye almayın. Bunamışımdır.
'Aşığım sana' cümlesinin sonundaki 'a' harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, sen hala 'Aşığım san' beni.
Ben bir ateistim ve eğer bir gün tanrıya inandığımı söylediğimi duyarsanız ciddiye almayın. Bunamışımdır.
'Aşığım sana' cümlesinin sonundaki 'a' harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, sen hala 'Aşığım san' beni.
Ne zekası? Bu milletin yüzde doksan biri 82 anayasası'na evet
demiştir. Geriye kalıyor yüzde dokuz. Hadi biraz iyimser olalım, ama
yüzde altmışı aptal bir milletiz.
Türkiye'de, her 3 Türk gencinin 4'ü şairdir!
Bu film çok saçma, ben milletimi bilirim, o kadar Türk bir otobüste İsveç'in ortasında 1 hafta kalacak ve dışarı bile çıkmayacaklar, o kadar zamanda o Türkler dışarı çıkar 3-5 sarışın hatun düdükler iki de kebapçı dükkanı açarlar.
İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene... Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.
Türkiye'de, her 3 Türk gencinin 4'ü şairdir!
Bu film çok saçma, ben milletimi bilirim, o kadar Türk bir otobüste İsveç'in ortasında 1 hafta kalacak ve dışarı bile çıkmayacaklar, o kadar zamanda o Türkler dışarı çıkar 3-5 sarışın hatun düdükler iki de kebapçı dükkanı açarlar.
İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene... Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.
Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar
Bu kitabı salt çocuklar için değil, ana-babalarla öğretmenler için de yazdım.
Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.
Bana göre Atatürkçülük şudur: Atatürk'ün yaşadığı dönemde, içinde bulunan koşullara en akılcı yoldan çözümler getiren uygulamalar toplamıdır.
Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız. ama bilinsin ki, adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.
Bazen öyle özlenir ki insan..Özlenen bilse,yokluğundan utanır..
Silahlanmaya ödenen para, dünyadaki açlık sorununun tamamen halledilmesi için gereken paranın yaklaşık 100 katıdır.
Haritalara baktım, hiçbirinde evin yok. Ansiklopedilere baktım, hiçbirinde resmin yok. Sözlüklere baktım, hiçbirinde ismin yok. Aynada kendime baktım, seni gördüm. Benden başka yerin yok
Tembellerin çalışma günü yarındır.
Kuran'a inanmam için aklımı yitirmem lazım.
Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsakta, kalmaktan yanadır sol yanımız.
Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur, zamanında o'na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum" diye bir şey vardır .
Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar yada bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.
Hayat bir sınavsa eğer hiç uğraşma, adını yaz ve çık. Belki sınıfta kalırsın; ama adının altında bembeyaz bi sayfa bırakırsın.
Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız; ama bilinsin ki adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız!
Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha olmuştur, ha gitmiştir kalan için.
Bilirsin günahları yazan melek soldadır. Hatta bundandır kalbin solda olması. Çünkü belkide aşk, yaşanılan en büyük günahtır.
Üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, karanlık varsa ışığın yokluğu. Eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu o'nun yokluğu.
En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiye dek iki kere iki dört eder'den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım..
Kolayca akmaz bilirsin bir erkeğin gözyaşları; ama eğer erkek ağlıyorsa, asla sahte olmaz gözyaşları.
Yıkılmasın diye dağlar, ah! Çekmiyorum. Kendimi yıkıyorum, dünyayı yıkmıyorum..
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
Bir tohum verdin çiçeğini al. Bir çekirdek verdin ağacını al. Bir dal verdin ormanını al. Dünyamı verdim sana bende kal.
Dar yerden çıkanlar geniş yerlere sığmazlar.
Hayalim; küçük bi çocuğa ‘ne kadar seviyorsun' dediğinde, açıp elini iki yana ‘işte bu kadar' derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.
Seni, annen kadar sevecek ve baban kadar merak edecek hiç kimse yoktur; o yüzden kimse bana aşk'tan bahsetmesin.
Kadının aşka bakışı; 'bir sen, bir ben, birde bebek'ken, erkeklerde bu durum; bir sen, bir ben, birde yedek' tır.
Uslanma hiç hep deli kal büyüme sakin çocuk kal eş deli deli böyle kal son harmanında sevdanın tüken toz toz savrula kal suçüstü bulmalı ölüm olurken de sevdalı kal ..
Yoksulun tek silahı çalışmaktır.
Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde..
Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor..
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ..
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde..
Bırak olmasın mezar taşımız, bir okul bahçesine gömsünler bizi çocuklar koşsun üzerimizde..
Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda bende biterim. Olur biter !
Eskisi olmayanın yenisi de olmaz.
Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.
Al yalnızlığını gel! Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız!
Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kısaydı diyebilirler.
İnsan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur.
Neden evlilik yüzüğü, yüzük parmağına takılır ki? "çünkü başka hiç bir parmağımızdan, direk kalbe giden bir damar yoktur.
Terkeden kişinin gittiği yerde aradığını bulamayınca dönüp 'özledim' demesi; özlediğinden değil, eşek gibi pişman olduğundandır.
Yatağına yatınca; yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan, anla ki yalnızsın..
Nasıl görmezse göz kendini kendimi arıyor bulamıyorum.
Bahse girerim yarın bir yobaz çıkıp, tuvalete gitmek günah diye fetva verse, tuvalete gitmeyecek ve altına yapacak o kadar öküz var ki bu ülkede.
Diyorlar ki: "Eskiden böyle değildin artık içine kapandın." Dedim ki: "İçindekiyle yetinen bu kalp artık sizi ne yapsın."
Bir yanlışlık var; sen bu denli güzel, ben bu denli sevdalı olmayacaktık.
İnsan, insan gibi, insan olarak hür olmasını bilmezse, hür olamazsa, o zaman kurtlar, kuşlar gibi hür sanır kendini.
İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene.. Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın
İyi insan lafın üstüne gelir" demişse eskiler, ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin.
Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen.
Yurdumda otuz milyon insanın belki de yirmi milyonundan çoğu benikine çok benzer olayları yaşamıştır, daha da yaşamaktadır. Dahası çok daha ağır, kötü koşullar içinde yetişen de pek çoktur.
Anlattığım olaylar beni toplumuma borçlu, sorumlu, yükümlü yapmıştır.
Bu yüzden toplumcu olmuşumdur. Benim toplumculuğum vazgeçilmez bir borç
ödeme çabasıdır. Anneme olan borcum, Galip amcama olan borcum, Rıfkı
beye olan borcum, bütün yardımını gördüklerime olan borcum. Maddi ve
manevi varlığımın bütün hücreleriyle topluma borçluyum. Size anılarımı
işte bunun için anlattım. Beni yaşamım toplumcu yapmıştır. Sınıf
değiştirerek kendi paçamı kurtarup rahata kavuşmak elimde değil.
İnsanlar koyun değil ki... Hiçbir insan yalnız kendi bacağından asılmaz.
Her insanla biraz da biz asılırız, her açla açız. Her tutukluyla
tutukluyuz. Mutluluk başkaları mutsuzken yalnızlıkla olmaz, toplulukla
olur. Aç insanlar olduğunu bilirken, lokmalarım rahatlıkla boğazımdan
geçmiyor; soğukta titreşenler varken, odamdaki sobamda ısınamıyorum. Bu
İsa'ca bir duygu ve duygusallık değildir. Bu bilinçli, akılcı bir
davranıştır. Yemeğimi rahat yemek istiyorum, rahat ısınmak, rahat uyumak
istiyorum; bu benim hakkım değil mi? İşte ben bu hakkı istiyorum.
Yurdumda sürüp giden bozuk düzenin kökten değişmesi gerektiğine
inanıyorum. Bu bozuk düzende çıkarı olanlar bir de kandırılmışlar "Böyle
gelmiş böyle gider" demektedirler. Hayır, böyle gitmeyecek, böyle
gidemez, böyle götürmeyeceğiz. Çocuklarımız benim yaşadığım çocukluğu
yaşamasınlar. acı gerçeği anlayarak bilincine vararak haykırmalıyız: "Böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek!" Tüm davranışlarımızı ona göre belirlemeliyiz
Yorumlar
Yorum Gönder