Devletin liberal-demokratik-sosyalist anlayışının tezahürüne
karşılık değil, kavramın kendisine karşılık gerçek antitez, Faşizm
doktrininde bulunur.
Faşizm, böylelikle, liberal ve demokratik doktrinlerin temelinde yer
alan eski atomistik ve mekanik devlet teorisini, organik ve tarihsel
bir kavramla değiştirir. Organik dediğimde toplumu, “devletin organik
teorileri” denilen tarzda bir organizma olarak kabul ediyormuşum
izlenimini vermek istemem. Bununla kastettiğim, türlerin fraksiyonları
olarak sosyal grupların, kendilerini birbiri ardına gelen nesillerin
tarihi ve nihayetleri olarak tanımlayan bireylerin hayat ve etki alanını
aşan bir hayat ve etki alanı elde etmeleridir.
Faşizm, kendi kişisel çıkarlarını bir tarafa bırakan, faşizmin
birliğinde ve geçmiş ile gelecekle olan ilişkisinde göz önünde
bulundurulan toplumsal bütünlük arzularını gerçekleştirebilecek adamlara
hükümetin teslim edilebileceğini savunur. Bu nedenle, faşizm, sadece
popüler egemenlik dogmasını reddetmekle ve bunu devletin egemenliği ile
değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda, büyük vatandaş kitlelerinin
toplumsal çıkarları doğru biçimde savunamayacağını iddia eder. Bunun
sebebi, bireylerin kişisel çıkarlarını, toplumun daha yüksek talepleri
ve tarih adına görmezden gelebilme becerisinin çok az kişinin sahip
olduğu ender bir nitelik olmasıdır.
Machiavelli,
sadece büyük bir siyasi otorite değildi, aynı zamanda enerji ve irade
maharetlerini de öğretmişti. Faşizm, ondan sadece doktrinlerini değil
aynı şekilde eylemlerini de öğrenir.
Yorumlar
Yorum Gönder