II. Abdülhamid Hakkında Söylenen Sözler

“Bu hain herif , istese, bir anda her şeyi yapar; memleketi bahtiyar eder; etrafındaki alçakları dağıtır; hem memleket, millet bahtiyar olur, hem kendisi diyordum. Fakat bu adamın senelerden beri kan içmeye alışmış olduğunu ve insanın itiyadından vazgeçemeyeceğini düşündükçe, şahsına karşı fevkalade bir adavet (hissediyor) ve herhalde bunun vücudunun ortadan kalkmasının en selim bir çare olacağını düşünüyordum. ''Enver Paşa''
 
Babam doğru ve tam dinî itikada sahip bir Müslümandan başka biri değildir. Beş vakit namazını kılar, Kur'ân-ı Kerîm okurdu. Daima camilere devam ettiğini, Ramazanlarda Süleymaniye Camii'nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikâye tarzında anlatırdı. Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayın husus'i bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedi okunurdu. Babamın bir sözü vardı: "Din ve fen," derdi. "Bu ikisine de itikat etmek caiz" olduğunu söylerdi. ''Ayşe Sultan''

Hamidizm'den iki yol çıkar. Biri, Kemalizm ve diğeri Enverizm'dir.  ''Yalçın Küçük''

Hamid, Mustafa Kemal ve II. Mahmut ile birlikte son iki yüzyıllık tarihimizin en önemli üç yöneticisinden birisidir. Yaratılmak istenen toz dumanın aksine, otuz üç yıllık saltanatında, siyasi ve adli sadece dokuz idam olmuştur; kuşkusuz, bunlardan birisi, büyük yenilikçimiz Mithat Paşa'dır. ''Yalçın Küçük''

Türk ilericiliğinin bête noire'ı Hamid, aşırı vesveseli, her türlü özgürlükten korkan, ancak imparatorluğu yaşatabilmek için büyük reformlar yapılmasına inanmış ve bunları başlatmış bir Osmanlı prensi idi. İmparatorluğun artık Batı'da kalamayacağını görebilecek kadar realist idi ve Doğu'ya kaydırmak istiyordu, bu amaçla, Şii imasından çekindiği için soyadını "Afgani" olarak değiştiren İrani Cemalettin ile Panislamizme sarılıyordu. '' Yalçın Küçük''

Hamid, bir politika okuludur ve soğukkanlı incelemeden bugünü anlamak zordur. ''Yalçın Küçük''

Dünya Yahudiliği'nin Filistin'e yerleşmesi Sultan Hamid zamanındadır. ''Yalçın Küçük''

Yahudiliğin Filistin'e yerleşmesinde "Mikve İsrael" çok çok önemlidir. "Mikve" İspanyolca'da, "umut" demektir, İbrani "Tikve İsrael" diyorlar; o zamanki Osmanlı memaliki ve bugünkü İsrail'de kurulan tarım okulu ve çiftliğidir. Benzeri Aydın'da da kurulmuştur. Hepsi, Hamid zamanındadır. İstememiştir, ancak kapıları açmıştır. Kuşkusuz Sultan Hamid, ürkmüştür, sonra önlemeye çalıştı. Ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti. ''Yalçın Küçük''

Kemalizm içe dönük ve kurucu idi. Enverizm dışa dönük ve yayılmacıdır. Hem Enver Paşa hem Kemal Paşa, kişiliklerini ve formasyonlarını, Hamid'in saltanatında buldular; Hamid, Ermeni Politikası'na kadar, hem içte hem dışta modern bir prens sayılıyordu. Daha sonraki yıllarda üstü örtülmesine karşın hep modernizatör bir despot olarak kaldı; özgürlüklerden korkuyor ve modernizasyondan vazgeçemiyordu. ''Yalçın Küçük''

Abdülhamit'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır. ''Necip Fazıl Kısakürek''

Sen bir anne gibi tuttun ufukları. '' Sezai Karakoç''

İlk şaşırmak ilk adımda başladı diyorum. Daire-i hususiye bu mu idi?  ''Halit Ziya Uşaklıgil''

Çok hassasiyetli, azametli idi. Hiç şüphesiz şahsen merhametli idi.  ''Fethi Okyar''

Bize ümmetin günahını kendinde bulmak, kendinde yenmek,kendisiyle fenaya erdirmek isteyen ruh dünyasının kahramanları lazımdır. ''Nurettin Topçu''

II. Abdülhamit, meziyet ve kusurları ile son imparatordu. Ondan sonra Osmanlı tahtının bir pırıltısı ve ağırlığı kalmamıştı.  ''Turgut Özakman''

Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak, halbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak. ''Sezai Karakoç''

Dünyanın son hükümdarı, son evrensel imparator II. Abdülhamit Han'dır. ''İlber Ortaylı''

Sen değil naşın hükümdar olsa elyakdır bize/Dönsün etsin taht-ı Osmaniye tabutun cülus - Ahmet Rasim''

Abdülhamid'in yönetim tarzı azami müsamahadır.  ''Mustafa Kemal Atatürk''

Padişah Abdülhamit sayesinde Batı âlemi, bilhassa Dışişleri teşkilatları; Halifeye, İslâm âleminin Papası gözüyle bakıyorlardı. Onun bu sıfatla kullanabileceği nüfuzdan çekiniyorlar, hattâ korkuyorlardı. ''Wanbery''

Abdülhamit devrinin her 24 saati bin muamma ile doludur. ''Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu''

Abdülhamid'i kötülemek cehalettir. ''Ali Rıza Alp''

Yorumlar